10 Ekim 2008 Cuma

Bilgi ve İletişim Teknolojileri Hukuku Yaratma Sürecine İlişkin Düşünceler

Yazar : Yücel HAMZAOĞLU – 08.10.2008


 

Temel itibariyle hukuk kuralları koyma ve bu kuralları uygulama yetkisi egemenlik erkini elinde bulunduran devlete aittir. Bu bakış açısı somut ve fiziksel durumların hukuki temelinin oluşturulmasında kabul edilebilir bir bakış açısıdır. Bu alanlar için oluşturulacak hukuki çerçevelerde, devlet, egemen olma durumunu kullanabilir. Çünkü bu hallerde egemenlik, vatandaşlık ve toprak esasına dayalı olarak kullanılabilir ve bu zeminde meşruluk sağlanabilir. Teknoloji ise somut ve fiziksel olanın dışında kaldığı için vatandaşlık ve toprak esasına dayalı hukuk oluşturmak teknolojinin kullanıldığı alanlarda işe yarar bir sonuç vermeyecektir. Teknolojinin somut ve fiziksel olanın dışında kalmasının bir diğer sonucu, bu teknolojiyi (hukukun düzenlemek istediği teknolojik alanı) düzenleyenlerin, bu alanda asıl söz sahipleri olmasıdır.

Teknoloji odaklı düzenlemelerde mevcut ve oluşacak durumların hukuki düzenlemesini yapacak olan hukuk olsa dahi, koşulları belirleyen hukuk değildir. Teknolojinin kullanıldığı alanlarda koşulları belirleyen ve şartları sağlayan teknolojik durumun veya düzenin kendisidir. Eş söyleyişle o teknolojiyi oluşturanlar, bu teknolojik yapı içerisindeki kuralları da belirleyenlerdir. Bu nedenle hukukun doğrudan teknolojiyi düzenlemeye çalışması çok da verimli olmayan bir çabadan ibaret kalacaktır.

Bu nedenle hukuk, teknoloji odaklı düzenlemeleri dizayn ederken, doğrudan teknolojiyi düzenlemek yerine; ilkeleri koymalı ve bu ilkeleri sonuca bağlamalıdır. Bu yaklaşımla hukukun teknolojiye zarar vermesinin önüne geçillebilir. Aynı şekilde teknolojinin oluşturulan hukuki zemin içerisinde gelişmesi halinde de hukuk uygulanabilirliğini sürdürmüş olur.

Hiç yorum yok: