10 Ekim 2008 Cuma

Bilgi ve İletişim Teknolojileri Hukuku Yaratma Sürecine İlişkin Düşünceler

Yazar : Simla YÜKSEL – 09.10.2008


 

Günümüzde, teknolojinin getirmiş olduğu yenilikler karşısında hukuki bir düzenlemeye ihtiyaç duyulmaması beklenemez. Zira hukuki bir sisteme dahil olmayan teknolojik düzenlemeler en başta güvenlik gibi ağır sonuçlar doğurabilecektir. Ancak bu ağır sonuçların engellenmesi bakımından her gün değişen ve gelişen teknoloji karşısında tabi kült düzenlemeler yapılması, hızla giden bir arabada sürücüyü fren yapmaya zorlamaya benzeyecektir. Böylelikle hızla yol kat eten arabanın tekerleği her dönüşte yeni bir yer keşfederken, sürücünün devamlı fren yapması sonucu yavaşlayacak ve fren balataları eskiyecek bir süre sonra yola devam edemez hale gelecektir.

J.J Rousseau'ya göre Sözleşmeyle birlikte devlet ya da egemen varlık, onu oluşturan bireyler üzerinde sarsılmaz bir yetki oluşturur. Doğal duruma geri dönme tehdidi karşısında bireysel güvenliğin sigortası işlevini devlet görür. Bireyler devlete güvenliklerini sağlaması konusunda geniş bir yetki vermiştir. Devlet güvenliği sağlamak için yasal çıkararak düzenlemeler yaparak bireylerin güvenliğini sağlayacaktır. Bu görüş doğrultusunda hukukun amaçları arasında olan güvenliği sağlama salt tek başına düşünülmemeli bunun yanında toplum yaşamını düzenleme ve toplum gereksinmelerini karşılama amacının da değerlendirilmesi gerekir. Pek tabiî ki hukuk ile bireylerin güvenlikleri teknoloji karşısında korunacaktır ancak hukukun sadece bu amaca hizmet etmesi, teknolojik gelişmelerin durmasına hatta teknolojinin yok olması sonucuna bizi götürecektir.


 

Bu bakımdan hukukun bilgi ve iletişim teknolojileri odaklı düzenlemelerde ihtiyacı karşılamaya yönelik yenilikçi ve değişimci bir yol izlemesi gerekmektedir. Genel bir takım kanunlar çıkararak teknolojik alanda güvenliğin sağlanması ve toplum ihtiyaçlarının karşılanması düşünülemeyeceği gibi, düzenleme yapılmaksızın yola devam edilmesi düşünülemeyecektir. Bu noktada bilgi ve iletişim teknolojileri odaklı genel kanunların yanında özel kanunlar ve yönetmeliklerinde çıkarılarak bu alanlarda düzenlemeler yapılması gerekmektedir. Ancak düzenlemeler yapılırken teknolojinin gelişimini engelleyecek nitelikte ayrıntılı düzenlemeler yerine daha genel mahiyette düzenlemeler yapılması uygun olacaktır. Söz konusu ayrıntılı olmayan genel mahiyetteki düzenlemeler değişen ve gelişen teknoloji karşısında somut olaya birebir uymasa dahi yapılacak hukuki yorum sonucunda teknolojik gelişmeyle de bütünlük sağlayan bir çözüm sunmalıdır. Buradaki hukuki yorum belki subjektif bir unsur olsa dahi bu alanda hukuki yorumu yapabilecek donanıma sahip hukukçu ve alanında uzmanlaşmış kişilerin yapacakları ortak çalışma sonucunda teknoloji alanındaki sorunun, hem hukukun amacı olan güvenliği sağlanma ve toplum yaşamını düzenlenmesi bakımından hem de teknolojik gelişmelerin ve yeniliklerin engellenmeden ortak bir paydada çözülmesini sağlayacaktır.


 

Diğer yandan bu düzenlemelerin uluslar arası boyuttaki sonuçlarının da değerlendirilmesi gerekmektedir. Zira devletlerin bilgi ve iletişim teknolojileri alanındaki düzenlemeleri genellikle kendi egemenlik sınırlarını aşmakta, uluslar arası alanda etkilerini göstermektedir. Özellikle ülkemizde yaşanan internet yasakları sorunun ne boyutta önemli olduğunu ortaya koymaktadır. Yapılan düzenlemeler ile mahkemelere verilen web servislerine erişimin engellenmesi hatta bu yetkilerin başkaca kurum ve kuruluşlar tarafından kullanılması birçok internet kullanıcısını zora sokmakta, bireysel anlamda en temel haklardan olan ifade özgürlüğünü sınırlamakta, iletişim teknolojisine ket vurmakta, ticari alanda da birçok problemin doğmasına neden olmaktadır. Devletler pek tabiî ki egemenlik haklarını toprakları içerisinde yaşan kişi ve eşyalar üzerinde kullanacaktır. Ancak bu yetkinin kullanılması, uluslara arası boyutta bir sonuca neden oluyorsa bu yetkinin kullanma şeklinin değiştirilmesi gerekecektir. Şöyle ki; devletler egemenlik yetkilerini kullanarak bir takım düzenlemeler yapacaktır. Ancak ne zaman ki bu düzenlemeler uluslar arası boyutta bir probleme neden olursa bu problemin çözümü için; devletler üssü düzenlemelere hatta kurumlara başvurulması gerektiği kanaatindeyim. Belki uluslar arası boyutta ortak bir paydada buluşmak ve devletlerin kendi üzerlerindeki bir gücü kabul ederek egemenlik yetkilerinin bir kısmını devretmesi zor olarak görülse de, bu sonuç kaçınılmaz olacaktır. Zira günümüzde nasıl temel insan hak ve özgürlükleri bakımından uluslar arası düzenlemeler yapılmış ve çoğu devlet bunları tanımış, bizim gibi ulusal mevzuatlarının bir parçası haline getirmiş, hatta AİHM gibi yargı organlarının kararlarını tanıyacağını kabul etmiş iseler, bilgi ve iletişim teknolojileri alanında da bu yönde bir gelişme ve değişme yaşanacağını düşünüyorum.


 

Sonuç olarak bilgi ve iletişim teknolojileri alanında yapılacak düzenlemelerin hem ulusal hem de uluslar arası düzenlemelerin, bir yandan bu alanda güvenliği sağlaması diğer yandan teknolojinin ilerlemesine ve gelişmesine olanak verecek şekilde, belirli bir hukuk mantığı ve disiplini içinde topluma hizmet etmesi gerekmektedir. Bu yüzden hukuku ve bilgi iletişim teknolojilerini ayrı paydalar yerine ortak paydalarda birleştirerek rasyonel sonuçlara ulaşılması kanaatindeyim.

Hiç yorum yok: