HUKUKA AYKIRI OLARAK VERİLEN İNTERNET SİTELERİNE ERİŞİMİN ENGELLENMESİ KARARLARINA KARŞI YARGI YOLUNA BAŞVURU HAKKI
“ İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlarla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun ” ile erişim engelleme kararı düzenlenmiş ve m.8/f. 2 ve f.4’ de erişim engelleme kararı verecek merciler belirtilmiştir. Buna göre, erişimi engelleme kararı, kural olarak soruşturma aşamasında sulh ceza hâkimi tarafından; kovuşturma aşamasında ise kovuşturmayı yürüten mahkeme tarafından verilecektir. Bununla birlikte, soruşturma aşamasına gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet Savcısı tarafından da erişimin engellenmesine karar verilebilmesi mümkün kılınmıştır. Ancak bu durumda Cumhuriyet Savcısı, kararını 24 saat içinde hâkimin onayına sunmak ve hâkim de kararını en geç 24 saat içinde vermek durumundadır. İçerik sağlayıcı veya yer sağlayıcı yurt dışında bulunuyorsa ya da içerik sağlayıcı veya yer sağlayıcı yurt içinde bulunsa bile, internet yayının içeriği çocukların cinsel istismarı veya müstehcenlik suçlarını oluşturuyorsa erişimin engellenmesi kararı Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı tarafından re’sen alınacaktır. Ancak, çocukların cinsel istismarı ve müstehcenlik suçları nedeniyle TİB’in aldığı erişim engelleme kararları, içerik veya yer sağlayıcının yurt içinde bulunması halinde 24 saat içinde hâkim onayına sunulması gerekmektedir. Bir yaptırım değil; tedbir olarak öngörülmüş olunan erişim engelleme kararının adli mercilerce verilmesi halinde koruma tedbiri; idari merci tarafından verilmesi halinde ise idari bir tedbir niteliği taşımaktadır.
İhtiyati tedbir ve koruma tedbiri kararları nihai karar değildirler. Hukukumuzda öngörülen kanun yollarından biri olan temyiz, mahkemelerinin vermiş oldukları nihai kararlar açısından söz konusu olduğundan, erişim engelleme kararları açısından temyiz mümkün değildir. 5651 sayılı Kanun m.8/f.4, "Koruma tedbiri olarak verilen erişimin engellenmesine ilişkin karara Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre itiraz edilebilir " hükmünü içermektedir. CMK gereği, erişim engelleme kararı soruşturma aşamasında verildiyse ve kararı veren merci Cumhuriyet Savcısı ise Sulh Ceza Hâkimine itiraz edilecektir. Sulh Ceza Hâkimi veya Mahkeme tarafından verilen kararlarda ise, kararı veren hâkime veya mahkemeye kararın öğrenildiği tarihten itibaren 7 gün içerisinde itiraz edilebilecektir.
Hakim onayına sunulan TİB kararları için onay kararını veren adli merciye itiraz edilebilecektir. TİB’in hakim onayına sunmaksızın alabileceği erişim engelleme kararları için Kanunda özel bir hüküm bulunmamaktadır. İdari kurumun hukuka aykırı işlemlerinden dolayı idari yargıda dava açma hakkı göz önünde bulundurulursa, TİB tarafından kanuna aykırı olarak alınan erişim engelleme kararının iptali için idare mahkemesinde dava açabileceklerdir.
CMK’nun kanun yollarına ilişkin itiraz hükümlerinde, bu yola başvurabilecek kişilere ilişkin olarak “ilgililer” ifadesi yer almaktadır. Genel ceza muhakemesi kuralları çerçevesinde değerlendirildiğinde, diğer olağan kanun yolu olan temyiz bakımından ilgili kişiler kavramına giren cumhuriyet savcısı, şüpheli, sanık ve bu kanuna göre katılan sıfatını almış olanlar ile katılma isteği karar bağlanmış, reddedilmiş veya katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunanlar itiraz mekanizması açısından da ilgili sayılacaktır. Bu çerçevede temyiz gibi, ihtiyati tedbir ve koruma tedbiri kararlarına itiraz da ancak içeriği erişime engellenen kişi tarafından yapılabilecek; kullanıcılar, taraf olmadıkları için, ihtiyati tedbir ve koruma tedbiri kararlarına karşı itiraz edemeyeceklerdir. Fakat özgürlüklerin geniş yorumlanması gerektiği kanısındayım. İfade özgürlüğünün hem ifade edenin, hem de o ifadenin yöneldiği kişilerin özgürlüğü olduğu düşünülürse İlgili’ kavramını, erişim engelleme kararından dolayı menfaati etkilenen herkes olarak algılamak gerekmektedir. Bu bakımdan, hakkında erişim engelleme kararı verilen bir internet sitesi nedeniyle, kullanıcılar dahi itiraz hakkına sahip olabilecektir.
CMK m.141’de koruma tedbirleri nedeniyle zarara uğrayanların, uğradıkları maddi ve manevi zararların tazminini devletten isteyebileceği öngörülmekle birlikte, tazminat istenebilecek haller arasında erişimin engellenmesi hali gösterilmemiştir. Bu bakımdan koruma tedbiri niteliğindeki erişim engelleme kararları nedeniyle CMK’ya göre tazminat istenemeyecektir. Haksız veya kanuna aykırı olarak verilen erişim engelleme kararları nedeniyle kişilerin uğradığı zararların tazmin edilmesine ilişkin bir düzenlemeye yer verilmemiş olması, kanundaki önemli eksiklerden biridir. TİB tarafından verilen erişim engelleme kararları nedeniyle idare mahkemesinde tam yargı davası açarak uğranılan zararların tazminini istemek mümkündür. (Atamer, 5651 Sayılı Kanun Çerçevesinde Erişim Engelleme Kararları, 2011)
Diğer bir yargı yolu seçeneği ise Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne başvurudur. AİHM’ne bireysel başvuru için aranan ön şartlardan biri iç hukuk yollarının tüketilmesidir. Erişimin engellemesi kararlarına karşı sadece itiraz kanun yolu mümkün olduğundan ve itiraz neticesinde verilen kararlar kesin olduğundan, itirazın yapılmasıyla iç hukuk yolları tüketilmiş olmaktadır. Dolayısı ile başvuru için gerekli şartın oluştuğu sonucuna varılarak ve ilgililerin AİHM’ne başvurabileceğinin kabulü gerekmektedir. (Dülger; Beceni, Türkiye'de İnternet Sitelerinin Erişiminin Engellenmesi Konusunda Farklı Hukuk Disiplinleri Açısından Değerlendirmeler, Mart 2011, sf.64)
Kaynakça:Av. İlker Atamer 5651 Sayılı Kanun Çerçevesinde Erişim Engelleme Kararları, www.turkhukuksitesi.com,
www.mevzuat.basbakanlik.gov.tr
Av.Murat Volkan Dülger; Av. Yasin Beceni, Türkiye'de İnternet Sitelerinin Erişiminin Engellenmesi Konusunda Farklı Hukuk Disiplinleri Açısından Değerlendirmeler, Mart 2011,Yayın No: TÜSİAD-T/2011,03; 512, www.tusiad.org.tr
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder