Önümüzdeki 20 yıl içinde ABD nüfusunun %20’sini, Avrupa ve Japonya nüfusunun %30’unu yaşlılar (veya kibarca “kıdemli vatandaşlar”) oluşturacak (Dohrman-Mendonca, 2004). Bu demografi değişimi, hem katkıda bulunan nüfus oranının azalması, hem de faydalanan nüfus oranının yükselmesi sonucu, sosyal sigorta sistemleri için kaynak ihtiyacının artması anlamına gelecek. Devletin üretkenliğini artırmak, bizim gibi şimdilik genç nüfus oranına sahip ülkeler için dahi, son derece öneme sahip olacak.
Devlet – vatandaş ilişkilerinin büyük kısmını elektronik ortamda gerçekleştirmek, bu gerekli tasarrufu, dolayısıyla kaynakları karşılayabilir mi? Özel sektörün bu konuda daha hızlı hareket etmiş olduğunu görerek, onlardan öğrenilecek bir şeyler olduğunu kabul etmek gerekir. Aşağıdaki şekil, bir bankanın şube yerine internet üzerinden işlem yaptırarak nasıl tasarruf sağladığını bize gösteriyor.

Şekil 1: Bankaların alternatif kanal maliyetleri
Bu hedefe ilerlerken unutulmaması gereken önemli noktalardan birisi, bugün bir devlet dairesine giderek yaptığımız işlemleri internet üzerine taşımakla yetinmeyip; bu teknolojiyi üretkenliği artırmak, lüzumsuz veya tekrarlanan adımları ve onayları ortadan kaldırmak, gereksiz süreçleri elemek ve tamamen yeni süreçler yaratmak için bir fırsat olarak değerlendirmeliyiz. Singapur, e-devlet projelerinde en önde giden ülke olmasının yanı sıra, bütün süreçlerini de bu aşamada yeniden tanımlayarak dikkat çekti. Örneğin daha önce 21 faklı form doldurarak, 23 devlet dairesinde 15-20 gün vakit harcatan bir ithalat lisansı, 2001 yılından beri, bir çevrimiçi form doldurularak 15 saniyede alınabiliyor (Al-Kibsi, 2001). ABD’de yapılan bir araştırma da, vatandaşların e-devlet işlemlerini tek noktadan halletmek istediklerini gösteriyor (Cook, 2000).
Açık gelişme imkanlarına rağmen, gelişmiş ülkelerde dahi üç faktörün e-devlet araçlarının etkin şekilde gelişmesini ve kullanımının genişlemesini engellediği görülüyor: (1) devlet dairelerinin bu konuda isteksiz olması, (2) devlet çalışanlarının internet kabiliyetlerinin gelişmemiş olması ve (3) vatandaşların başvuru ve içerik formlarının yaratılması sürecinin dışarısında bırakılması (Bamgarten-Chui, 2009). Başarılı e-devlet uygulamalarının ise şu dört aşamadan geçtiğini görüyoruz: (1) duyuru-tanıtım aşaması, (2) kısmi hizmet verme aşaması, (3) tam olarak fonksiyonel ve entegre hizmet veren portal aşaması ve (4) kamuya yaygın şekilde erişilen interaktif demokrasi aşaması (West, 2004). Bu durumda hedef nüfus küçük olduğu ve daha fazla ortak ihtiyaç kolayca belirlenebileceği için, gelişmenin yerel yönetimlerle başlamasının daha kolay olacağını düşünüyoruz. Zaten, tek noktadan işlemlerin halledilmesine imkan vermek, web arayüzlerini tasarlarken “müşteri odaklı” davranmak ve geliştirme süreçlerinde danışmanlardan ve vatandaşlardan destek alan şehirlerin yönetimlerinin e-devlet kullanımında ulusal hükümetlere göre daha hızlı başarı kaydettiğini görüyoruz (Tat-Ho, 2002).
Özetle, geniş katılımlı e-devlet çalışmalarını hızlandırmanın, Türkiye’de de sıkça tartışılan “tasarruf tedbirleri” ve “yerel yönetimlerin güçlendirilmesi” konularına çözüm getirebileceğini düşünüyoruz.
Kaynakça:
Al-Kibsi, G., deBoer, K., Mourshed, M ve Rea, N. Putting citizens on-line, not in-line, The McKinsey Quarterly (2001) 2 s. 66-82
Dohrmann, T ve Mendonca, L. Boosting government productivity, The McKinsey Quarterly (2004) 4 s. 89-94
Cook, M. What citizens want from e-government, Center for Technology in Government, University at Albany, Suny (2000) www.ctg.albany.edu/publications/reports/what_citizens_want/what_citizens_want.pdf
Tat, A ve Ho, K. Reinventing local governments and e-government initiative, Public Administration Review (Jul-Aug 2002) 62/4 s. 434-444
West, D. E-government and the transformation of service delivery and citizen attitudes, Public Administration Review (Jan-Feb 2004) 64/1 s. 15-18.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder