Anarşi, yegane umut parıltısıdır.
Mick Jagger
1993 yılında Odtü’de mühendislik öğrencisi olarak, Türkiye’de Internet’le ilk tanışan insanlardan birisi olma şansına sahip oldum. O dönemde internet, dünyanın sadece belli başlı üniversitelerindeki bazı öğrenciler ve akademisyenleri tarafından kullanılan bir sistemdi. O dönemde kullanım amaçları; akademik araştırma yapmak, bilgi paylaşmak ve bazen de oyun oynamaktı. Bu dönemde, internet için fazla regülasyona ihtiyaç yoktu: Kullanıcıları kendi kendilerini regüle edebiliyorlardı.
Bugün internet, siberuzay dediğimiz bir yapıya dönmüş durumda. Bir akademik araştırma aracı olmaktan çok, bir iletişim, alış-veriş, ticaret ve çalışma aracı olmuş durumda. Hem bu gelişmenin hem de artık çok daha fazla teknik bilgiden yoksun insanın kullanıcı olmasından dolayı, internet başta düşünüldüğü gibi, kendine özgü bir anarşik yönetim biçimi yaratmaktan çıkıp, regüle edilme ihtiyacının ciddi şekilde yaşandığı bir alan olmuştur (Lessing, 2006, s.3).
Gelişmesine paralel olarak, siberuzay regülasyonu iki şekilde oluşmaktadır: Aşağıdan yukarı ve yukarıdan aşağı. Aşağıdan yukarı yapılan regülasyonlar, kullanıcıların ve şirketlerin kendi kendilerine minimum devlet müdahalesi ile yaptıkları kuralları anlatırken; yukarıdan aşağı regülasyonlar, devletlerin yaptıkları düzenlemeleri anlatıyor (Kesan-Gallo, 2006, s.238). ABD, hukuki yapılarının da uygun olması sebebiyle daha çok aşağıdan yukarı tasarlanan regülasyonları kullanırken, AB ülkeleri yukarıdan aşağı regülasyonlarla düzenlemeyi tercih ediyorlar.
Her iki sistem de kendi içinde sorunlarını ihtiva ediyor: Şirketlerin yarattıkları kurallar optimum çözüm olmaktan uzak olabilirler. Devletlerin siberuzayı regüle etme çabalarında ise karşılaşılan başlıca problem hiç bir devletin siberuzayın tamamı üzerinde yetkisi olmaması. Devletlerarası işbirliği ise, hem ortak kanunların yokluğu hem de yaptırımlar üzerinde anlaşılmamasından dolayı şimdilik mümkün görünmüyor. Ayrıca, regülasyonlar şirketlerin ekonomik başarısında önemli rol oynadığı için, lobi faliyetleri de dahil olmak üzere türlü stratejik çalışmalarla devleti etkilemek mümkündür ve genellikle bu tür etkiler yapılırken özellikle sosyal sonuçları gözardı edilir (Bearsley-Bugrov-Enriquez, 2005, s. 94-96). İki türün karışımı modellerin üçüncü parti bağımsız organizasyon destekli şekli ise, hem ABD hem de AB ülkeleri için şirket-birey faydasını maksimize edici çözüm gibi görünüyor (Kesan-Gallo, 2006, s. 246-263).
Siberuzay, ilk çıkış noktası olan “anarşiden doğan düzen”den gitgide uzaklaşıyor. Adım adım, internet üzerindeki her adımın, her girişin, her iletişimin, bağlantının kontrol edilebildiği bir sisteme doğru gidiyoruz (Lessig, 2006, s. 5-6). Bunun bir sosyal ve stratejik olarak doğru –bireysel gizliliklerin korunması- yolu var ki, AB bu yolun en şiddetli savunucuları; iki de yanlış yolu var: ABD’deki gibi kuralları yolda koymak, ve Türkiye’deki gibi web sitelerini birbiri ardına erişime kapatarak gelişimin önünü kesmek.
Siberuzayı ve üzerindeki tüm hareketleri kontrol altına almak ancak bir “dünya hükümeti” kurulması ile mümkün olabilir. Bu yöndeki işaretler belki de dünya hükümeti komplo teoricilerinin de hoşuna gidecektir. Tek bir dünya hükümetinin finans araçları ve özellikle tek bir para birimi ile kurulacağını savunanlar (Marshall, 2009) bunun için de gerekli olan alt yapının siberuzayın tek elden regülasyonu ile mümkün olduğunu anlamalıdır.
Kaynakça:
Beardsley, S.C., Bugrov, D. ve Enriquez, L. The role of regulation in strategy, The McKinsey Quarterly (2005) 4 s. 94-96.
Kesan, J.P. ve Gallo, A.A. Why are the United States and the European Union failing to regulate the internet efficiently? Going beyond the bottom-up and top-down alternatives, European Journal of Law Economics (2006) s.238-263.
Lessing, L. Code Version 2.0, Basic Books, New York, 2006.
Marshall, G.A. The financial new world order: towards a global currency and world government. Global Research.
http://www.globalresearch.ca/index.php?context=va&aid=13070
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder