Hukuk,herşeyden önce bir düzen demektir.Mevcut duruma bakarak,olması gereken durumu düzenler.Hukukun varlık nedeni de adalettir;gerek mevcut düzeni korumak gerekse onu değiştirmeyi meşrulaştırmak için her zaman adalete başvurulur.Dolayısıyla hukukçu düzenleyeceği alanın neresi olduğunu iyi araştırmalı ve buna uygun çözümler getirerek düzenleme yapmaya çalışmalıdır.
Bilişim teknolojileri alanındaki bazı konuların henüz olgunlaşma aşamasında
olduğu dikkate alınmalı, mutlaka hukuki düzenleme getirmek adına dayatıcı ve
uygulanamaz düzenlemelere gidilmemelidir. Getirilecek hukuki düzenlemelerde bilişim teknolojilerinin her an gelişmekte olduğu dikkate alınarak kısa bir süre
içerisinde uygulanamaz hale gelecek kanunların yapılmamasına dikkat
edilmelidir. Bu konuda acele edilmeyerek bazı sorunların genel hükümler
çerçevesinde çözülmesine gayret edilmelidir. (Yıldız,620-621)
Bilgi ve iletişim teknolojileri odaklı düzenlemelerde temel ilke; kişisel tüm hak ve özgürlüklerin korunması ile hukuk devleti temel ilkelerine saygılı bir çerçeve içinde kalmak olmalıdır.
Bilgi ve iletişim teknolojileri tek bir merkezden yürütülmeyip çok taraflı katılımcı bir yapıya sahiptir. Dolayısıyla, bu alanda yapılacak tüm hukuksal düzenlemeler, saydam ve paylaşımcı bir süreç içerisinde gerçekleştirilmelidir. Bilişim ve iletişim teknolojisi ile doğrudan ve dolaylı olarak ilgili olan tüm taraflar bu sürece katılmalıdır. Yani kullanıcılar başta olmak üzere, akademik kurumların, teknoloji geliştiricilerin, hizmet üreticilerinin, iş dünyasının, yargı görevlilerinin ve sivil toplum kuruluşlarının etkin katılımı ve işbirliği sağlanmalı ve geliştirilmelidir.Türkiye Bilişim Şurası
Bilgi ve iletişim teknolojileri sınır ve zaman tanımayan bir yapıya sahiptir.Bu sebeple salt devletin düzenlemeleriyle aşılabilecek basitlikte değildir.Uluslararası işbirliği ve anlaşmalarla çözümlendirilmesi gereken bir konudur.
Bu düzenlemeler yapılırken dikkat ediceğimiz konu;düzenlemelerin baskıcı,yasaklayıcı ve engelleyici olmamasıdır.Tam tersine düzenlemeler bilgi ve iletişim teknolojilerini geliştirici ve destekleyici nitelikte olmalıdır.Çünkü bilgi ve iletişim teknolojilerinin gelişmesi bilgi toplumunun oluşmasına kolaylık getirir.
Bilişim ve iletişim teknolojileriyle ilgili her türlü hukuksal düzenleme;yenilikçi,esnek,teknolojik açıdan nötr ve minimalist bir yapıya sahip olmalıdır. Böyle bir çerçeve hukuksal düzenlemenin teknolojik gelişmeye uyum göstermesinin teminatı olacaktır.
Bilişim teknolojileri birey ve toplumu etkileyerek değiştirmektedir. Bu etkilerin hepsi olumlu yönde değildir. İleri teknolojinin olanaklarıyla bilgilenen, haberleşen ve günlük işlerini gerçekleştiren bilişim toplumunun bireyleri aynı zamanda etik sorunlarla da karşıkarşıyadır. Yeni suçlar, doğruluk, özel yaşamların gizliliği, fikri mülkiyet hakları, yapay zeka, sayısal bölünme, işsizlik, sağlık sorunları, sosyal ilişkilere ve sanal ortama ilişkin sorunlar, toplum ve teknoloji ilişkisi başlıklarında özetlenebilecek sorunların çözümü öncelikle sorunlara yönelik farkındalık, daha sonra da etik bir anlayışın geliştirilmesi ile mümkün olabilir.(Dedeoğlu,2006,1)
KAYNAKÇA
Yıldız S.;Suçta Araç Olarak İnternetin Teknik ve Hukuki Yönden İncelenmesi
Dedeoğlu G.;Bilişim Toplumunda Etik Sorunlar 2006 Orta Doğu Teknik Üniversitesi Ankara
Türkiye Bilişim Şurası Hukuk Çalışma Grubu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder