28.01.2003 TARİHLİ BİLGİSAYAR SİSTEMLERİ YOLUYLA IRKÇILIK VE ŞİDDETE İLİŞKİN AVRUPA KONSEYİ SİBER SUÇLAR KONVANSİYONU’NA EK PROTOKOL ANLAMINDA ŞİDDET
“HATE SPEECH”
Günümüzde internetin yaygın olarak kullanılması ve internete erişebilirliğin kolay olması şiddet yanlısı kişilerin eline yeni ve güçlü bir silahın geçmesine vesile olmuştur. Şiddet artık yetişkinlere ve hatta çocuklara bir “tık” kadar yakın hale gelmiştir.[1] Buna ek olarak internet teknolojisi “şiddet” terminolojisinin çok daha geniş yorumlanmasına yol açmıştır. Bugün dinamikleri daha çok ırkçılık, cinsel tercihler, dini ve siyasi görüşler ve bazen de sapkınlık olan şiddetin bu denli büyümesinde ve küresel bir sorun olmasında hiç kuşkusuz internet önemli bir rol oynamakta olup, şiddet yanlısı kişiler ve gruplar özellikle internetin sağladığı küresel ifade özgürlüğü imkânlarından faydalanarak gayelerine kolayca ulaşır hale gelmişlerdir.
Gerçekten internetin dünya çapında hızlı, ucuz ve doğru bilgi iletişimi sağladığı düşünüldüğünde internetin günümüzde herkes için çok pratik ve sıradan bir şekilde küresel bir ifade özgürlüğü yarattığı sonucuna varılmaktadır. Bugün milyonlarca kişi internet üzerinden düşüncelerini, görüşlerini, araştırmalarını, buluşlarını, analizlerini hiçbir ücret ödemeden milyonlarla paylaşır hale gelmiştir. Bu anlamda internet demokrasinin ve insan haklarının korunması ve yaygınlaştırılması için önemli bir değerdir.
İnternet her ne kadar insan hakları ve demokrasinin gelişmesinde önemli görevler üstlenmiş olsa da, internetin ifade özgürlüğü özelinde kişilere sağladığı özgürlük her zaman hukuka ve ahlaka uygun olarak kullanılmamakta[2], aksine bu hak çoğu zaman diğer kişilerin haklarına ve bu anlamda insan haklarına ve ulusal üstü insan hakları ilkelerine aykırı ve zarar verici olarak kullanılmaktadır. İnternet sayesinde ifade özgürlüğü hakkının sınırsızca kullanılması bir yana, bu özgürlüğün kötüye kullanıldığı hallerden birisi de internet üzerinden yapılan şiddettir.
İnternet üzerinden şiddet fiziksel olmaktan çok, manevi olarak ve daha çok görsel, işitsel ve/veya yazılı olarak aşağılama, kötü muamele, hakaret ve tehdit şeklinde ve özellikle ırkçılığa dayalı ya da dini, siyasi görüş ayrılıklarına veya cinsel tercih farklılıklarına dayalı olarak kendini göstermektedir.
Bunlara ek olarak internet teknolojisi ve kullanımı sadece şiddetin tanımını ve içeriğini genişletmekle kalmamış, ayrıca şiddet uygulayan kişilerin hedef kitlelerinin büyümesine ve şiddetin özellikle çocukları kolayca etkilemeye başlamasına sebep olmuştur. Politik, dini, ırk, cinsiyet gibi modern toplumun kırılma noktalarında ortak paydalarda buluşan bu kişiler kendi ideolojilerini internet yoluyla yayma ve hatta dayatmaya başlamış olup, kendileri gibi olmayanlara karşı sanal ortamda başlattıkları şiddet uygulamaları ile birçok kişinin sahip olduğu vazgeçilmez ve devredilemez nitelikteki insan haklarını ihlal etmeye devam etmektedirler. İnternetin bu şekilde kullanılması buna ek olarak şiddete dayalı suçların internet ortamı dışında işlenme oranlarının da artmasına vesile olmuştur.
AVRUPA KONSEYİ SİBER SUÇLAR KONVANSİYONU
1 Temmuz 2004’te yürürlüğe giren Avrupa Siber Suçlar Konvansiyonu bilgisayar sistemleri, ağlar üzerinden işlenen suçlara ve bu suçların kovuşturulmasına ilişkin yapılmış olan ilk uluslar arası antlaşmadır[3].
Siber Suçlar Konvansiyonu incelendiğinde; öncelikle Konvansiyonu imzalayan Konsey üyesi ve üye olmayan devletlerin toplumun internet üzerinden işlenen siber suçlara karşı korunması amacıyla ortak bir suç politikası oluşturulması gerektiği ve bu konuda uygun hukuki önlemlerin alınmasına ve uluslar arası işbirliği yapılmasına ihtiyaç duyulduğu sonucuna varılmaktadır.
Siber Suçlar Konvansiyonu esas olarak gizliliğe, bilgisayar veri ve sistemlerinin bütünlüğüne ve erişebilirliğine, bilgisayara, özellikle çocuk pornosuna ilişkin olarak içeriğe, sınaî haklar ve ilgili diğer haklara ilişkin suçlar hakkında maddi ceza hukuku alanında bir takım düzenlemelere ve ayrıca bu suçlara ilişkin sorumluluk ve yaptırımlara ilişkin bir takım ilkelere yer vermiştir.
BİLGİSAYAR SİSTEMLERİ ÜZERİNDE IRKÇILIĞA VE ŞİDDETE İLİŞKİN EK PROTOKOL
1 Mart 2006’da yürürlüğe giren Ek Protokol’ü imzalayan devletler bilgisayar sistemlerinin ırkçı ve yabancı düşmanlığı esaslı propagandalar için kullanılması veya ihlal edilmesi riskine karşılık ifade özgürlüğü ile ırkçılık ve yabancı düşmanlığı esasına dayalı eylemlerle mücadele arasında uygun bir dengenin sağlanmasının temin edilmesi gerekliliğini kabul etmişlerdir.
Ek Protokol’ün 1. maddesi Protokol’ün amacı olarak bilgisayar sistemleri yoluyla yapılan ırkçı ve yabancı düşmanlığı esasına dayalı eylemlerin cezalandırılmasını ifade etmektedir. Protokol’ün 2. maddesi ise ırkçı ve yabancı düşmanlığı (racist and xenophobic material) materyali olarak herhangi bir kişiye ya da kişi gruplarına yönelik ırk, renk, soy, ulusal ya da etnik köken ve bunlara vesile olarak kullanılması halinde din esasına dayalı nefret, ayrımcılık ya da şiddeti savunan, teşvik eden ya da tahrik eden görüş ve teorileri temsil eden her türlü yazılı materyali (metinler, ifadeler, dergiler, mesajlar vb.)[4], herhangi bir görüntü (resimler, fotoğraflar, çizimler vb.)[5] ya da diğer temsilleri kabul etmektedir.
Protokol’ün 3. Maddesinin 1. fıkrası ırkçı ve yabancı düşmanlığı materyallerinin kasten (intentionally) ve haksız (without right) olarak kamuya bilgisayar sistemleri yoluyla yayılması (dissemination) ya da başka şekilde erişilebilir kılınması halinde Protokol’e taraf devletlerin bu eylemleri kendi iç hukuklarında gerektiğinde suç olarak düzenlenmesi için gereken hukuki ve diğer önlemleri alma yükümlülüğü olduğunu hüküm altına almıştır.
Protokol’ün 6. maddesi diğer maddelerden daha değişik bir içerik taşımakta olup, esas olarak kabul edilmiş veya tanınmış soykırım ya da insanlığa karşı işlenen suçların inkâr edilmesi, küçümsenmesi hallerini düzenlemektedir.
Ek Protokol’ün işlevselliği bakımından bir değerlendirme yapıldığında bazı hususlarda sıkıntı yaşandığı görülmektedir. Bunlardan ilki Ek Protokol ile ifade özgürlüğünün çeşitli hukuk sistemlerinde farklı yorumlanması arasındaki çatışmadır. Gerçekten AİHS dâhil birçok ulusal üstü metinde düzenlenen ifade özgürlüğü ve ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve şiddete karşı verilecek hukuki tepkiler ve yaklaşımlar her ülkede farklı yorumlanabilmektedir. İkinci bir sıkıntı Protokol’de hüküm altına alınan suçların işlenmesinde kast aranmasına rağmen kasttan ne anlaşılması gerektiğinin Protokol metninde belirtilmemiş olmasıdır.
Bilgisayar Sistemleri Yoluyla Irkçılık ve Şiddete İlişkin Avrupa Konseyi Siber Suçlar Konvansiyonu’na Ek Protokol’ün politik açıdan önemli bir rol oynadığı bir gerçektir. Diğer yandan günümüzde ulusal hukukta yapılacak yasal düzenlemelerin bu konuda daha etkin olacağı görüşü benimsenmektedir. Ancak söz konusu ulusal düzenlemelerin internetin özelliği dikkate alındığında küresel sorunların aşılmasında en iyi çözüm yolu olduğunu söylemek mümkün gözükmemektedir. Özellikle ulusal hukuklarda ifade özgürlüğünün kapsamı ve sınırları konusunda benimsenen yaklaşımlar arasındaki farklılıklar ve bu küresel sorunun çözüme kavuşturulmasında yargılama yetkisinin ne şekilde dağıtılacağı hususu bu konudaki başlıca sıkıntılardan bazılarıdır.
[1] Matas, David; Countering Hate on the Internet: Recommendations for Action, B’nai Brith Canada 1997. [http://www.media-awareness.ca/english/resources/articles/online_hate/countering_hate.cfm]
[2] Hate Crimes in the OSCE Region-Incidents and Responses Annual Report for 2007 Warsaw October 2008. [http://www.osce.org/documents/odihr/2008/10/33851_en.pdf ]
[3] Akdeniz, Yaman; An Advocacy Handbook for the Non Governmental Organizations The Council Of Europe’s Cyber-Crime Convention 2001 and the Additional Protocol to the Convention on cyber crime, concerning the criminalization of acts of a racist and xenophobic nature committed through computer systems, December 2003, revised in May 2008 s.8. [http://www.cyber-rights.org/cybercrime/coe_handbook_crcl.pdf ]
[4] Explanatory Report on Additional Protocol to the Convention on cyber crime, concerning the criminalization of acts of a racist and xenophobic nature committed through computer systems, Paragraph 12. [http://conventions.coe.int/Treaty/EN/Reports/Html/189.htm]
[5] Explanatory Report on Additional Protocol to the Convention on cyber crime, concerning the criminalization of acts of a racist and xenophobic nature committed through computer systems, Paragraph 12. [http://conventions.coe.int/Treaty/EN/Reports/Html/189.htm]

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder